Sayfalar

21 Aralık 2022 Çarşamba

Bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun!

"Bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun!"

Gülüşüne, bakışına, sesine, kimselere benzemeyen dürüstlüğüne, idealistliğine, ahlakına ve çalışkanlığına, gülünce ortaya çıkan dişlerinin muntazam duruşunu ve sağ elini mütemadiyen kirli sakalları arasında gezdirişini izlemeye doyamadığım sevgilim…
Bizimkisi çok eski bir hikâye değil aslında; her şey bu yıl Temmuz’da başladı. O gün başkaları için sıradan bir gündü ama benim için oldukça yoğun ve yorucuydu. Etrafımdan insanlar gelip geçiyor. Çay içip sohbet ediyor, kahve içip derin konulardan bahsediyor, bir iki günlüğüne de olsa gündelik dertlerini unutmaya çalışıyorlardı. Sıradan, mutsuz ve bunaltıcı hayatlarına Pazar günü gece yarısından sonra hiç dönmeyeceklermiş gibi.
O günlerde seni sevmeyi abartmış, gereğinden fazla üstüne titremiş, sevgimle boğmuş olabilirim. O gece herkes gibi sessiz sedasız vedalaştı benimle. İçimi bir hüzün kaplamıştı ki hiç sormayın. Oysa ben gözlerimde, yüreğimde, sol yanımda kalsın istedim.
Adımların uzaklaştıkça fark ettim ki, seninle beraber yaşama sevincim, mutluluğum, huzurumda gitti. Biliyorum ki ben sensiz olmaya hiç alışamayacağım. O an konuştuklarımız, jest ve mimiklerin hafızama kazınsın, hiç silmesin istedim. Özledikçe anımsayıp, sımsıkı sarılıp hasret giderebilmek için…
O an Dilek Bilgiç Esen’in, Bir Kürt Sevdim kitabından şu bölümü iç geçirerek anımsıyorum;
“Mümkün olsaydı keşke seçebilmek doğduğum toprakları, mümkün olsaydı keşke silebilmek ön yargıları, değiştirebilmek yazgıyı…”
O günden sonra hayal kırıklıklarım, pişmanlıklarım hiç peşimi bırakmadı. Fark ettim ki bazen insanlara bile tahammül edemiyorum. Sürekli beni aradığın saat aralığında çalmayan telefonumu bile görmek istemiyorum artık. Israrla bazı şeyleri görmezden gelsem de, hayat seni unutturmamak için elinden gelenin fazlasını yapıyor.
Bugüne kadar gitmen için onca bahanen varken, kalman için sebepler yarattım sana. Zaman dedim, zamanla olur düzelir ümidiyle hayatımızı uzatmalara taşıdık. Bir tek sözün, bir cümlen yeterdi bir ömür beklemeye...
Aylar geçti...
Gelmedin, aramadın, sormadın...
Seni, sessizce sabırla sevişime senin dışında herkes şahittir, en başında ise Allah şahit…
Çünkü ben seni çok sevdim...
Ahmet Kaya'nın da dediği gibi; “Bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun...”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder