Fotoğraf, Muzikotek sitesinden... |
İnönü
Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Server Acim, 23 Kasım
2019’da geçirdiği bir rahatsızlık sonucu vefat etti.
25 Mayıs 2019 tarihinde görüştüğüm ve güzel bir röportaj gerçekleştirdiğim değerli hocam Prof. Dr.
Server Acim’in ailesine, sevenleri ve İnönü Üniversitesi camiasına başsağlığı
diliyorum.
Server Acim kimdir?
Ben
Server Acim İstanbul’da doğdum. Harbiye İlkokul ve Şişli ortaokulunda okudum. Farklı
bir çocukluğum oldu. Babam TRT’de müzisyen olduğu için evimizde elektronik
cihazlardan mikrofon, makara kayıtları ve birçok müzik aleti vardı. O dönemde
dijital aletler olmadığı için, sekiz yaşımda analog cihazları kullanmaya
başlamıştım. Mikrofonlar her zaman benim oyuncağım oldu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında
eğitimime devam ettim. Sonra Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarını
kazanıp orada sanat, bestecilik, yüksek lisans ve sanatta yeterlilik eğitimimi
tamamladım. Dokuz sene kadar araştırma görevlisi olarak çalıştım. Yıldız Teknik
Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştım. Sanatta Yeterliliği
bitirdikten sonra yardımcı doçent oldum. Yıldız ve Teknik Üniversitesinin Sanat
ve Tasarım Fakültesinin kurucu üyelerden birisiyim. 2002 yılında Malatya İnönü
Üniversitesine geldim. Müzik öğretmenliği programında başladım. Sonra 2004
yılında Güzel Sanatlar Fakültesi kuruldu. Önce dekan yardımcısı sonra müzik
bölümü başkanı oldum. Şu an adı Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi olan
fakültede görev aldım. 2006 yılında itibaren konservatuvarın müdürlüğünü
yürütmekteyim.
Server Acim’in eğitim süresince en büyük destekçisi
kim oldu?
En
büyük destekçim sosyal sermayem olan arkadaşlarım oldu. Ben kendi ayaklarım
üzerinde durmayı rahmetli annemde öğrendim, bu süreçte onunda desteğini
unutmamak gerekir.
Bestecilik yönünüz ön planda. Bestecilik alanındaki
çalışmalarınız nelerdi?
Ben
hep istediğim işleri yaptım. İstediğim okulda okudum. Ben 11-12 yaşlarında iken
besteci olma kararımı vermiştim. Bestecilik için gerekli olan alt yapı
eğitimini araştırdım. Buna yönelik eğitim aldım. Konservatuvara başladım.
Konservatuvara gittiğimde benim müzik bilgim vardı. Sonrasında besteci oldum.
Ben bu sıfata ulaşmayı hak ettim.
1988 yılında ‘3 Baba Hasan’ oyununun müziği
bestelemişsiniz. Bu oyun hakkında neler söylemek istersiniz?
3
Baba Hasan Oyununu Levent Kırca ile İzmir’den İstanbul’a dönüş yolunda
kurguladığımız bir oyundu. Yolculuk sırasında oyunu kafamızda çoktan
tasarlamıştık. Levent Kırca araba kullanırken oyunu anlattı, ben de not almaya
başladım. Hasanların her biri farklı karakterdeydi. Oyunda verilen mesajları
çok sevmiştim. Levent Kırca’nın eğitiminden geçtiğim için güzel işlere imza
atacaktım. Bu süreçte öykü neyi gerektiriyorsa onu yapıyordum. Birinci Hasan’ın
hikâyesi köylük yerde geçmektedir. Konu çok seslilik tınısını veren bir yapıya
sahipti. Bestemde kendine öz senfonik tınılar elde ettiğim elektronik çalgıları
kullandım. İkici Hasan şehirli insanı anlatıyor. Ve daha alaturka bir insandı.
O yüzden onda Türk Sanat Müziği estetiğini kullandım. Üçüncü Hasan da
İstanbul’da köyden kente göç eden Hasanın öyküsüydü. Onda da göçün müziksel
sonucu olan arabesk tarzını kullandım. Öyküde amaçlanan felsefeyi vermiş oldum.
1999’da birçok tiyatroda yer aldınız. Oya Başar ve
Levent Kırca yaşadığınız bir sıkıntı var mıydı?
Onlarla
hiçbir aşamada zorluk yaşamadım. Sadece son zamanlarda ödemeler konusunda
sıkıntılarımız oldu. Bestelenen müzikler açısından ödemesi gereken parayı
ödemeyince onlardan karşılık alamadım. Onları kötülemek gibi bir durum hiçbir
zaman söz konusu olmadı. Ekonomik problem zaten 2000’li yıllarda yüz gösterdi.
Levent Kırca ile unutamadığınız bir anınız var mı?
Minik
çekirdek bir ekiple beraber üç kente “Üç Baba Hasan” oyununu sahnelemek için
turne ayarlandı. Levent Kırca oyunların sahnelenmesinde turne boyunca beni ışık
odasında ışıklandırmayı kontrol eden kişi olarak belirledi. Levent Kırca beni
iyi analiz etmişti, teknik cihazlarla aram iyiydi. Oyunun en başından beri
metne hâkim durumdaydım. Oyun başlayacağı zaman zil çalıyordu. Sahne ışığı ne
zaman açılacak, ne zaman kısılacak, kapanış ne zaman olacak metindeki
kelimelerle çözümlemiştim. Oyunun müziklerini bestelediğim için oyunun ruhunu
okuyarak içselleşirmiş oldum. Turne boyunca ışıklardan sorumlu olmak benim için
hoş bir anıydı.
Çağdaş Çoksesli Türk Müziği hakkında neler söylemek
istersiniz?
Çok
sesli Türk müziği; Bir Türk bestecisinin bestelediği müziği, Türk bestelediği
için Türk müziğidir. Türkün Müziğidir. Türk halk müziğinden Türk Sanat Müziğini
kastetmiyorum. Çok sesli Türk müziği birçok seslilik yapış olarak Türk
Müziğinin kendi iç makamsal unsurlarını, tartımsal olarak da olabilir hepsi
açısından da olabilir. Bunu besteleyen Türk’tür. Bu müzik Türk müziğidir. Çok
sesli yapısı vardır.
Levent Kırca tanıdığımız gibi biri miydi? İş
ortamında nasıldı?
Çalışma
ortamında işine çok titizlenen, işine önem veren, çalışma arkadaşlarını da
değerli kılan biriydi. Gerek televizyon dizisi olsun gerekse tiyatro oyunları
için gerekli özeni gösteriyor ve sorumluluklarını yerine getiriyordu. İyi bir
çalışma arkadaşıydı.
Oya Başar ve Levent Kırca ile 2001 yılının temmuz
ayında yolunuz ayrıldı? Bilgi verebilir misiniz?
Kendileri
2001 yılının Temmuz ayından itibaren benimle çalışmak istemediklerini
belirttiler. Başımızdan herhangi bir kötü olay geçmedi. Bu karara saygı duydum.
İnönü Üniversitesi Marşı'nı
bestelediniz bu teklifi size kim sundu? Manevi birçok değeri ön planda tutunuz
neler söylemek istersiniz?
2002
yılında İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesinden kalkıp İnönü Üniversitesine
gelirken oradaki marşın bestesini yeni tamamlamıştım. Gündemde olan bu konu
üzerine, dönemin İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’na marş
besteleme teklifini ben sunmuştum. "İnönü Üniversitesi’ne marş bestelemek
istiyorum" dediğim zaman mutlu olmuştu. Sözlerini yazdım ve müziğini besteledim.
Dönemin korusu o yılın akademik açılış töreninde gururla o marşı seslendirdiler.
İnönü Üniversitesi müzik veri tabanı hakkında neler
söylemek isterseniz?
İnönü
Üniversitesi Kütüphanesinde abone olunan bir veri tabanımız var.
Üniversitemizin müzik veri tabanı iyi durumda… Buradaki asıl amacımız müzik
bölümü öğrencilerimizin sürekli müzik dinleye bilmeleriydi. Daha önce
öğrencilerin CD satın alması gerekiyordu. O da maddi açıdan oldukça
külfetliydi. Üniversitenin abone olduğu veri tabanı ile öğrenciler ücretsiz
müzik dinleyebilmektedir. İstediğiniz tarz da müzik dinleyebilirsiniz. Listemizde
yok yok...
“Özgün Bir Nota Yazma Programı” kitabınız var.
Özgünlük hakkında neler söylemek istersiniz?
Özgünlük,
çok sesli müzik bestecileri hakkında özgün eserler oluşturabilmektedir. Genç
kuşak, orta kuşak ve benimle aynı kuşaktan olan kişilerle beraber oluşturulan müzik
dili bireye özgüdür. Her bestecinin kendine özgü bir üslubu ve müzik besteleme şekli
vardır. O yüzden her besteci özgündür...
Birçok ödüle layık görüldünüz sizin için en anlamlı
ödül hangisidir?
En
önemli ödül…
Eczacıbaşı
yarışmasının ilk yapıldığı yılda ben senfoni eserimle üçüncülük ödülü aldım.
Beni en mutlu eden ödüldür. Kültür Bakanlığının ve oyunlarının müziklerini bestelediğim
İnönü Üniversitesi Tiyatro Topluğunun çok değerli ödülleri var.
“Bir Nefeste Arguvan” çalışması tanıtımı yapıldı, bu
çalışma yeterli miydi?
Yeterli
ve güzel oldu. Arguvanlılar benim gözümde çok değerli insanlardır. Alt yapı
düzenlemesi ve kayıtlar sırasında oradaydım. Bu tür çalışmaların artırılarak devam
etmesi gerekmektedir. Malatya’nın ilçelerini önce Malatya’ya tanıtmak gerekir.
Malatya’nın Arguvan’dan başka ilçelerinin de olduğunu oradaki manevi dokuyu da
halka tanıtmakta fayda var. Malatya’ya geleceğim zaman arkadaşlarım sormuştu.
“Neden
oraya gidiyorsun?”
“Gençlerini
eğitmeye gidiyorum” demiştim. Tanıştığım gençlere bakınca kıymetimi bilen çok
fazla gençle tanıştım. Kıymetimi anlamayan da elbette var. Arguvan benim için
iyi bir örneklem oldu.
Son olarak; İletişim Fakültesi öğrencilerine sanatla
ilgili eğitim verilmeli midir?
İletişim
Fakültesi öğrencilerine müzik kültürü konusunda eğitim vermek gerekiyor.
İletişim Fakültesindeki Sinema Televizyon Bölümüne öğrenci alınırsa ben orada
film müziği derslerine girebilirim. Sinema filmi çekmek isteyen kişiler,
yönetmen olmak isteyenler için müzik konusu ileride sorun oluyor. Çünkü çekilen
filme müzik besteleyecek kişi terminolojik fakirlik çekiyor. Yönetmen olacak
kişi müziksel terminoloji, çok sesli batı müziği alanında çok sesli Türk Müziğini
repertuvarında doğru lanse edebilmeli. Kimin yönetmen kimin kameraman kimin
kurgucu olacağını bilemeyiz ama öğrencilere mutlaka müzik terminolojisi
konusunda ders verilmelidir.
BİR NEFESTE ARGUVAN: https://www.youtube.com/watch?v=QkqfGft4-rU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder